aratara
  • Anasayfa
  • Alışveriş
  • Ansiklopedik bilgiler
  • Astroloji
  • Atletizm
  • Blog
  • Bankalar
  • Basketbol
  • Dağcılık
  • Dergiler
  • Dershaneler
  • Donanım
  • Edebiyat
  • Ekonomi
  • Fotograf
  • Foto Blog
  • Futbol
  • Gazeteler
  • Güvenlik
  • Haber Ajansları
  • Haberler
  • Havayolları
  • İnternet
  • Magazin Blog
  • Meslekler
  • Moda Blog
  • Okullar
  • Oteller
  • Örgü Modelleri
  • Popüler Aramalar
  • Sağlık
  • Spor
  • Şehirler
  • Radyolar
  • Teknoloji
  • Ünlüler
  • Üniversiteler
  • Turizm
  • Yöreler

Kanuni Sultan Süleyman öz oğlu Şehzade Mustafayı neden boğdurdu.

1/17/2013

0 Comments

 
Resim

1553 yılına gelindiğinde Osmanlı için İran’daki Safevi şahlarının tehlikesi birdenbire arttı. Sınırda yaşanan olaylar sonrası İran üzerine sefer açılması gündeme geldi. İşte o günlerde Kanuni’nin huzuruna Amasya’da Valilik yapan oğlu Şehzade Mustafa mühürlü mektuplar geldi. Mustafa kendi ikbali (yükselmesi padişah olması) için İran şahına yardım ve işbirliği teklif ediyordu. Kanuni’nin başından kaynar sular döküldü. Kızgınlığını içine gömdü. Devletinin bekası (yaşaması) için bir karar vermesi onu da icra etmesi gerekiyordu.

1553 yılı Bahar aylarında orduyu da alarak Konya ovasına kadar geldi. Vilayet ve Sancak beylerini yanına çağırdı. Amasya Valisi oğlu Mustafa’yı da çağırmıştı. Mustafa, babasının bu isteği üzerine askerlerini de yanına alarak Osmanlı Otağı hümayununa (padişah çadırına) geldi. Kapıda iken nöbetçi askerler “silahını da bırakarak içeri gir” uyarısında bulundular. Halbuki padişahlar ile görüşmek üzere şehzadeler silahları ile huzura kabul olurdu. Kanuni, oğlunun gözlerine dalgın dalgın baktı. Hal hatır sordu. Sonra da “İstirahat buyur” diyerek dinlenmesini istedi.

Mustafa huzurdan çıktıktan sonra çadırına doğru gitti. Ve o anda beklenmedik bir olay gelişti. 7 dilsiz cellat üzerine çullandılar. Ellerindeki baltalar ile geleceğin padişahının neresi gelirse (beline, kafasına) vurmaya başladılar. Mustafa, cellatlara direndi. Onları dağıttı veya yere serdi. İşte o anda ünlü cellat Zal Mehmut Ağa elinde balta ile geliyordu. Nutku tutuldu. Zal Mahmut, onun sarayda iken sık sık görüştüğü en yakın arkadaşları arasında idi. Zal Mahmut, elindeki baltayı Mustafa’ya “Yallah” dedi ve vurdu. Mustafa yere düştü. Cellatmar kement ile boğazını bağladılar. Ve elleri ile sıkarak Mustafa’yı nefessiz bıraktılar.

Ve “cesareti ile askere örnek, fazileti ile herkesin gönlünü kazanan şehzade Mustafa - sözde “Devletin bekası (yaşaması) için öldürülmüş oldu! O koskoca cihan padişahı Kanuni, oğlu Mustafa adına mühür basılı mektupların başkaları tarafından yazılmış ve taklit edilmiş düzmece bir belge olduğunu araştırması gerekmez miydi! Bütün dünya insanlarını zulümden kurtaracağını söyleyen ve bu sözleri Topkapı Sarayının giriş kapısına yazdıran Osmanlı'nın kuruluşunun temel felsefesine de aykırı değil miydi olanlar! Bağdat yöresinde kumandanların ot biçtirmek bahanesiyle halka zorla çalıştırmak isteyenlere ceza verilmesi kanunlarını çıkarmamış mıydı Kanuni! Keza Osmanlı’nın yüce tarihi, Macaristan ovasında sefere giden askerlerin Hristiyan köyden geçerken bir bahçeden meyve koparırken bile “akçe parayı” kese ile astıkları halka zulüm değil adaletle davrandıkları yazılmamış mıydı Osmanlı Tarihinin altın sayfalarına!…Koskoca Kanuni, kendi kanından canından bir parça olan oğlu Mustafa’ya adaletin zerresini neden göstermemişti!

0 Comments

İskenderiyeli Batlamyos kimdir?

1/12/2013

0 Comments

 
Resim
İskenderiyeli Batlamyos (100–175)

Bugün inanmayanların bile göz attığı gazetelerdeki yıldız fallarının mimarı; coğrafyacı, matematikçi ve astrolog İskenderiyeli Claudius Ptolemeus (Batlamyus) hakkında az bilgiye sahibiz. Batlamyus’a göre dünya evrenin merkeziydi. Batlamyus’un bir başka özelliği de Batı’da bugünkü yıldız falının temellerini atmasıdır. Dört ciltlik tetrabiblos adlı eserine ortaçağ’da çeşitli yorumlar ekleyen İslam astrologları onun çağdaşlarına fark atmasında önemli bir rol oynamışlardır.

Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; ancak en çok astronomi çalışmalarıyla tanınır. Zamanına kadar ulaşan astronomi bilgisinin sentezini yapmış ve bunları Mathematike Syntaxis (Matematik Sentezi) adlı yapıtında toplamıştır. Bu eser daha sonra Megale Syntaxis (Büyük Derleme) olarak anılmış ve Arapça'ya çevrilirken başına Arapça'dakiler harf-i tarif takısı olan el getirildiği için, ismi el-mecistî biçimine dönüşmüştür; daha sonra Arapça'dan Latince'ye çevrilirken Almagest olarak adlandırıldığından, bugün Batı dünyasında bu eser Almagest adıyla tanınmaktadır.
Almagest, on üç kitaptan oluşur;
Birinci Kitap, kanıtlarıyla birlikte yermerkezli dizge'nin ana çizgilerini verir;
İkinci Kitap, Menelaus'un teoremiyle, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu içerir; burada örnek problemler de çözülmüştür;
Üçüncü Kitap, Güneş'in hareketini ve yıllık süreyi anlatır;
Dördüncü Kitap, Ay'ın hareketini ve aylık süreyi konu edinir;
Beşinci Kitap, aynı konularla ilgilidir. Ay'ın ve Güneş'in mesafelerini tartıştığı gibi, bir usturlabın yapılışı ve kullanılışı hakkında da ayrıntılı bilgiler sunar;
Altıncı Kitap, gezegenlerin kavuşumları ve karşılaşımlarını, Güneş ve Ay tutulmalarını inceler;
Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan yıldızlarla ilgilidir; meşhur devinme tartışmasını, Batlamyus'un durağan yıldızlar kataloğunu ve gök küresi aleti yapabilmek için gerekli yöntem bilgisini içerir;
Geriye kalan beş kitap ise devingen yıldızların, yani gezegenlerin hareketlerine ayrılmıştır ve yapıtın en özgün kısmıdır.

0 Comments

Padişahların tılsımlı kıyafetleri

1/12/2013

0 Comments

 
Resim
EŞREF SAATİNDE DİKİMİ BAŞLIYOR

Topkapı Sarayı'nda tılsımlı 90 civarında padişah kıyafeti bulunuyor. Bu kıyafetler Müneccim başının yıldızlara bakarak belirlediği günde dikilmeye başlanıyor. Müneccim başı halk arasında "Eşref Saati" olarak bilinen bu özel anı belirledikten sonra sarayın derin hocaları kıyafete yazılacak tılsımları belirliyor.

Bunlar daha çok dua ve hala anlamı çözülemeyen rakam ve şekillerden oluşuyor. Hocaların belirlediği bu şekil ve dualar padişah kıyafetine dönemin en kıymetli hattatları tarafından işleniyor.

Resim
Topkapı'daki tılsımlı kıyafetler genellikle 3 önemli sebep için hazırlanmış. Bunlardan ilki savaş tılsımı. Padişaha savaşa giderken giymesi ve kazadan korunması için dikilen bu kıyafetler özel dualarla işlenmiş. Hastalıklara karşı da tılsımlı kıyafetler bolca yapılmış. Bir de ruhsal durumu koruma ve nazara karşı farklı dua ve şekillerle bezenmiş kıyafetler tasarlanmış. Bu kıyafetler üzerindeki bir çok şekilin sırrı ve yer alan rakamlar henüz tam aydınlatılabilmiş değil. Doç. Dr. Hülya Tezcan'ın dediğine göre bunlar çözümlenirse bir çok hastalığın alternatif tıptaki iyileştirme şekli ortaya çıkacak.
0 Comments

    Açıklama

    Gazete haberleri ve çeşitli kaynaklardan haberler

    Archives

    August 2013
    January 2013

    Categories

    All
    Aşk
    Beslenme Ve Yemek
    Diyet Ve Zayıflama
    Diziler
    Doğal Sağlık
    Ekonomi Haberleri
    Futbol
    Internet
    Kadın Ve Güzellik
    Magazin Haberleri
    Örgü Hobi
    Örgü - Hobi
    Sağlık
    Şifalı Bitkiler
    Siyaset
    Tarih
    Tatil Gezi
    Türk Sineması
    Ünlüler
    Yabancı Sinema
    Yaşam Ve İnsanlar

    Resim

    RSS Feed

Powered by Create your own unique website with customizable templates.